Islak imza ve andıç davasının 48. duruşmasında tutuklu sanık Tuğamiral Alaettin Sevim savunmasını yapıyor.
27.12.2011 12:04 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilerek görülen ´Islak imza ve internet andıcı´ davasının 48. duruşmasına, tutuklu sanıklar emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı Pekin, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Tuğamiral Alaettin Sevim, albaylar Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş, emekli albaylar Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar ve Cemal Gökçeoğlu, sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım katıldı. Duruşmaya, mahkeme heyeti tarafından 23 Aralık´taki oturumda 16 celse duruşmalardan men edilmesine karar verilen avukat Serdar Öztürk katılmadı. YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığına atanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ve Tümgeneral Mustafa Bakıcı ile kırmızı bülten ile aranan Bedrettin Dalan ise duruşmaya gelmedi. İkinci ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklu yargılanan Hasan Atamam Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 7 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma, tutuklu sanık Tuğamiral Alaettin Sevim´in savunmasıyla devam ediyor.
ALAETTİN SEVİM´İN SAVUNMASI
İrticayla Mücadele Eylem Planı Davası ile birleştirilen İnternet Andıcı Davası´nın 48´inci duruşması´nda savunma yapan emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, iddianamede sözü adı geçen Proje ve Kitleşim adlı digital belgelerin tamamen sanal belgeler olduğunu söyleyerek, Altlarında bir imza bloku, ismim veya imzam bulunmamaktadır. Bu digital belgeler ile ilişkili olduğum iddiasını tamamen reddediyorum. Ben Albay Dursun Çiçek´i bir subay olarak bilirim. Ancak kendisi ile herhangi bir ailevi ve sosyal ilişkim olmadığı gibi hiç bir zaman emir komuta bağlantımız da olmadı. Ortak bir çalışma grubu içinde de hiç bulunmadık diye konuştu.
11 GÜNLÜK SÜRE YETERLİ DEĞİLDİR
Sevim şunları dile getirdi: İddianamede sözde tarafımdan hazırlanan ´Proje´ isimli digital belge ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcının hazırlanmasında yönlendirici olduğum iddia edilmektedir. Bu durumda özellikle İnternet Andıcının altında parafı bulunan Orgeneral, Korgeneral, Koramiral ve Tümgeneraller ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı ile ilişkilendirilen ve aralarında Orgeneral rütbesindeki komutanların da bulunduğu bir çok benden üst rütbeli subayı ve hatta Genelkurmay Başkanlarını bile yönlendirmiş oluyorum ki, bu husus Türk Silahlı Kuvvetlerinde asla mümkün olabilecek bir husus değildir. İddianame mantığına göre tarafımdan hazırlandığı iddia edilen ´Proje´ isimli belgenin İrtica ile Mücadele Eylem Planının taslağını oluşturduğu, ´Proje´ye göre hazırlanan İrtica ile Mücadele Eylem Planının da Erzincan´da uygulanmaya başlandığı kabul edilirse, ´Proje´ isimli digital belgenin ilk hazırlanma tarihi olan 02.03.2008 tarihi ile Erzincan´da ki uygulamanın başlangıç tarihi arasında sadece 11 gün olduğunu kabul etmek gerekir. Bu sürede yine iddianame mantığına göre ´Proje´ isimli taslak çalışması tamamlanmış, üst makamlara takdimi yapılmış, onay alınmış, İrtica ile Mücadele Eylem Planı hazırlanmış ve az önce okuduğum digital belgedeki gibi bazı TSK mensubu şahısların hangi il yada birimlere ne amaçla atanacağı gibi kapsamlı bir çalışmanın tamamlanmış olması gerekecektir ki, 11 günlük bir sürenin bunlar için yeterli olmayacağı aşikardır. Sadece bu örnek bile ´Proje´ isimli belgenin sonradan hazırlanarak, kurgunun içine sıkıştırılmaya çalışıldığının önemli bir kanıtıdır
BELGE YAZILDIĞINDA VE KAYDEDİLDİĞİNDE YURTDIŞINDAYDIM
Alaettin Sevim, İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın ve İnternet Andıcı´nın dayandığı iddia edilen Proje adlı belgenin son kaydetme tarihinin 21 Mart 2009 olduğuna işaret etti. Andıç´ın ilk hazırlanma tarihinin 12 Şubat 2009 ve son kayıt tarihinin Nisan 2009 olduğunu kaydeden Sevim Bu durumda İnternet Andıcı, Proje isimli belgenin son kaydetme tarihinden önce yazılmaya başlanmış demektir. Bu çelişki de bu sözde belgenin sonradan hazırlanarak, kurgunun içine sıkıştırılmaya çalışıldığı yorumumuzu kuvvetlendiren bir tespittirdedi. Sevim, Kitleşim adlı belgenin ilk yazılım tarihinin 8 Nisan 2003, son kaydetme tarihin ise 4 Mayıs 2008 olduğunu da dile getirerek, Ben Ağustos 2002-Ağustos 2005 tarihleri arasında yurt dışında ataşe olarak görevliydim ve bu tarihler arasında hiç Türkiye´ye girmedim. Bu nedenle belgenin hazırlayıcısı olmam mümkün değildir diye konuştu.
ATAMALAR, BAŞBAKAN İMZASI VE CUMHURBAŞKANI ONAYI GEREKTİRİR
2007 yılında YAŞ kararlarıyla amiralliğe terfi ettiğini ve İstihbarat Daire Başkanlığı´na atandığını anlatan Sevim, Ben İstihbarat Daire Başkanlığı görevine kendi kendime gelip oturmadım. General, amiral atamaları devletin en üst düzeyinde yapılan atamalardandır. Belirtilen dönem en az 3 Deniz Kuvvetleri Komutanı, 2 veya 3 Genelkurmay Başkanını kapsamaktadır. Ayrıca general-amiral atamalarının kararname ile yapıldığını, Milli Savunma Bakanı ve Başbakan imzasını müteakip, Cumhurbaşkanı onayı gerektiğini de hatırlatmak istiyorum. Bu atamaların örgüt tarafından yapıldığını söylemek bütün bu devlet yetkililerinin örgüt stratejisi içerisinde hareket ettiğini söylemek olur ki, bunun da mantıksızlığını izaha gerek yoktur dedi.
BELGEYE YAŞ GÜNÜ TARİHİMİN VERİLMESİ İRONİK
Savunmasının ardından Sevim´in çapraz sorgusuna geçildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim´in savcılık ifadesinde Dursun Çiçek ile kesinlikle karşılaşmadığı, Çiçek´in deniz piyade, kendisinin denizaltıcı olması nedeniyle hep farklı yerlerde görev yaptığına yönelik sözlerine karşılık, Çiçek´in ise 8 Haziran 2011 tarihli ifadesinde Ben Harekat Başkanlığı´nda, Sevim İstihbarat Başkanlığı´nda görevliyken karargahtaki toplantılarda zaman zaman görüştüğümüz olmuştur sözlerini hatırlatarak, aradaki çelişkiyi sordu. Sevim de, Karargahtaki toplantılara orgeneraller, amiraller, daire başkanları, albaylar 200 kişi katılır. 2007-2009 tarihleri arasında Dursun Çiçek ile yüz yüze gelmişliğimiz yoktur. Ben Dursun Çiçek´i ilk kez Ağustos ayında tutuklandığımda Hasdal Askeri Cezaevi´nde gördüm diye yanıt verdi.
Savcı Pekgüzel´in Kitleşim adlı belgenin son kaydetme tarihinin 4 Mayıs 2008 olduğunu belirtip, Bu tarihte karargahta mıydınız? diye sorması üzerine de Sevim, 4 Mayıs benim yaş günüm. Pazar günüydü. Bu belgeye benim yaş günü tarihimin verilmesi ironiktir. Yaş günümü çocuklarımda kutlamışımdır, karargahta değilimdir dedi.
YAPARSIN KOÇUM BENİM DEDİLER, GİTTİK
Savcı Pekgüzel´in, İstihbarat Daire Başkanlığı´na atanmasında kendi talebinin olup olmadığını bir kaç kere sorması üzerine Sevim, bulunduğu göreve Genelkurmay Başkanlığı, Savunma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı´nın imzasıyla geldiğini hatırlatarak, Benim herhangi bir talebim olmadı. Tecrübem de yoktu. ´Amiralsin, yaparsın, koçum benim´ dediler, gittik şeklinde yanıt verdi.
Savunmasının ardından emekli Tuğamiral Alaettin Sevim´in çapraz sorgusuna geçildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, İddianameyi satır satır okudum dediniz. Ancak savunmanızda sadece internet sitelerine yer verdiniz. ´Proje´de yer alan ´AK Parti içinde ayrışmalar çıkarılacak. Ekranlara bazı kişiler çıkarılarak irticai ve Fethullah Gülen aleyhine konuşturulacak. Bazı evlere silah ve doküman yerleştirilip baskın düzenlenecek´ ibareleri İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nı, Erzincan soruşturmasını, Batı Çalışma Grubu ile Cumhuriyet Çalışma Grubu´nun faaliyetlerini, Yakamoz ve Ayışığı darbe planlarını hatırlatıyor. Bu bağlamda bakıldığında başka dava tutukluları Hurşit Tolon ya da Şener Eruygur´u tanıyor musunuz? dedi. Sevim, söz konusu şahısları, basında çıkan haberlerden tanıdığını savundu.
Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim´in çapraz sorgusunun ardından Genel Kurmay Bilgi Destek Dairesi´nde görevli sivil memur Bülent Sarıkahya´nın savcılık ifadesi okunan duruşma, 29 Aralık 2011 Perşembe gününe ertelendi.
Genelkurmay, o sitelerle ilgili soruşturma başlatmamış
´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasına bakan mahkemeye Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gönderilen yazıda, Genelkurmay Başkanlığınca işletilen internet siteleriyle ilgili olarak herhangi bir soruşturma yapılmadığı, dolayısıyla bilgisayarların imajlarının alınmasının söz konusu olmadığı kaydedildi.Davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 27 Ekim 2011 tarihinde ´Dosya kapsamı ve bir kısım sanık müdafilerinin ´Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yapılan soruşturma aşamasında Genelkurmay Başkanlığınca işletilen internet siteleriyle ilgili bilgisayarların imajlarının alındığı´ yönündeki beyanları dikkate alındığında, Genelkurmay Askeri Savcılığına müzekkere yazılarak yapılan soruşturma kapsamında alınmış imajların bulunması durumunda alınan tüm imajların gönderilmesi´ yönündeki talebine cevap verildi.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gelen yazıda, Genelkurmay Başkanlığınca işletilen internet siteleriyle ilgili soruşturma kapsamında, bilgisayarların alınmış imajları varsa tümünün gönderilmesinin istendiği hatırlatıldı. Yazıda, ´Askeri Savcılığımızca, Genelkurmay Başkanlığınca işletilen internet siteleriyle ilgili olarak herhangi bir soruşturma yapılmamıştır. Dolayısıyla böyle bir soruşturma kapsamında bilgisayarların imajlarının alınması söz konusu değildir´ ifadeleri kullanıldı. Ancak, Dursun Çiçek hakkında yürütülen soruşturma kapsamında muhtelif bilgisayarların imajlarının alındığı ifade edilen yazıda, soruşturma sonucunda da Çiçek hakkında Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinde kamu davası açıldığı kaydedildi. İddianamenin kabulüne karar verilmesiyle birlikte kovuşturma safhasının başladığı, bu safhada Askeri Savcılığın dava dosyası üzerinde herhangi bir yetki ve sorumluluğunun olmadığı belirtilen yazıda, dosyanın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinde olduğu anlatıldı.
İhbarcı subaylarla ilgili soruşturma yok
Mahkemenin ´İstihbarat Başkanlığı tarafından kamuoyunda ´Islak İmza ve Andıç Davası´ olarak bilinen davalara konu ihbar mektuplarıyla ilgili yapılan soruşturma muktezaya bağlanmamışsa ilgili evrakların gönderilmesi´ yönündeki talebine de Genelkurmay Başkanlığından cevap verildi. Buna göre, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, belirtilen konu hakkında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığınca yapılan herhangi bir soruşturma bulunmadığı kaydedildi. Bu arada, dava dosyasında bulunan ihbar mektuplarını gönderenler, kendilerinin TSK´da çalıştıklarını belirtmişlerdi. (AA)
GENELKURMAY SANIK SAVUNMALARINI ÇÖKERTTİ
28.12.2011 11:45 Duruşmada, İnternet Andıcı davasına ilişkin mahkemenin çeşitli kurumlara gönderdiği yazılara gelen cevaplar sanık müdafilerine dağıtıldı. Söz konusu belgeler arasında Genelkurmay´dan gelen evraklar başlığı altında çok önemli bir yazı bulunuyor. Mahkeme, sanık ve müdafilerinin duruşmalardaki beyanları doğrultusunda Genelkurmay Askerî Savcılığı´ndan davaya konu olan internet sitelerine ilişkin bilgilerin bulunduğu bilgisayarların imajını talep etmişti. Zira duruşmalarda sanık ve müdafiler, internet siteleriyle ilgili herhangi bir karartma yapılmadığını ve bu sitelerin hazırlanmasında kullanılan bilgisayarların askerî savcılık tarafından imajlarının alındığını ileri sürmüştü. Ancak Genelkurmay Askerî Savcılığı´ndan gelen cevabi yazıda, Askerî savcılığımızca, Genelkurmay Başkanlığı´nca işletilen internet siteleriyle ilgili olarak herhangi bir soruşturma yapılmamıştır. Dolayısıyla böyle bir soruşturma kapsamında bilgisayarların imajlarının alınması söz konusu değildir. denildi. Genelkurmay Askerî Savcısı Hakim Albay Yavuz Şentürk imzalı belgede ayrıca, Genelkurmay´da imajları alınan bilgisayarların İrtica ile Mücadele Eylem Planı kapsamında muhtelif bilgisayarlar olduğu ifade edildi.
´KÂĞIT PARÇASI´ SORUŞTURULMAMIŞ
Genelkurmay Askerî Savcılığı´ndan gelen yazılar arasında çok önemli bir belge daha bulunuyor. Genelkurmay Adli Müşavir Vekili Şakir Aytaş imzalı 16 Aralık 2011 tarihli belgede, Kaos Planı ve İnternet Andıcı ihbar mektuplarını gönderen askerlerin kimlikleri hakkında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı´nca herhangi bir soruşturma yapılmadığı aktarılıyor. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 26 Haziran 2009 tarihinde Karargâh´ta düzenlediği basın toplantısında devletin istihbarat ve yargı organlarına seslenerek İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesini hazırlayanların ortaya çıkarılmasını istemişti. Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Askerî Savcılığı, elindeki bütün bilgi ve belgeler ışığında ve hukuk kuralları çerçevesinde gerekeni yerine getirmiştir. ifadelerini kullanmış, Kaos Planı için ´kâğıt parçası´ demişti. Başbuğ´un, bu sözlerine rağmen kendisine bağlı olan Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı´na belgeleri hazırladığı iddia edilen kişilerin ortaya çıkarılması için bir emir vermediği ortaya çıktı. ( Zaman)
(27 Aralık 2011), son güncel.: (28 Aralık 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz
Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ ya da ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
İnternet andıcı iddianamesinde arama yap
Islak İmza iddianamesinde arama yap
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap