´Su uyur Kontrgerilla uyumaz, uyursa hükümet uyur´ sözünü akla getiren Ergenekoncuların, HSYK umutları tekrar alevlendi. Her yıl Haziran´da açıklanan hakim ve savcı kararnamesi bu yıl gecikti. Ankara´da ´Kararname Ergenekon hakimi ve savcısı için bekletiliyor´ iddiası ciddiyet kazandı. Star Gazetesi´nin haberine göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), her yıl rutin olarak Haziran ayı sonlarında açıkladığı yaz kararnamesini, bu yıl geciktirdi. Kararnamenin gecikmesi Ergenekon süreciyle ilgili HSYK eksenli iddiaları yeniden gündeme getirdi. Kulislerde konuşulan iddiaya göre, Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza´nın Başkanı Köksal Şengün ve savcı Zekeriya Öz´ün görev yerinin değiştirilmesi için bazı çevrelerin yoğun baskısı var. Özellikle CHP, HSYK´ya yaptığı başvurularla hakim ve savcılarının alınması için bastırdığı haberleri geliyor. Albay Çiçek´in jet tahliyesini hakim değişikliği ile başaran Kontrgerillacı çevrelerin, soruşturmanın akamete uğratılması için Ergenekon davasına bakan savcı ve hakimlerin yerlerinin mutlaka değiştirilmesi konusunda tepkiler ne olursa olsun HSYK´yı adım atmaya zorladığı ileri sürülüyor. Ergenekon davasınının HSYK eliyle akamete uğratılmaya çalışıldığı haberlerinin sık sık gündeme geldiğine dikkat çeken hukukçular, bunun ortadan kaldırılması için HSYK´ya yeni düzenlemeyi de içeren yasa değişikliklerinin daha fazla geciktirilmemesinin önemini vurguluyorlar: ?Şemdinli´deki ayak oyunları geçmişte kalmış değil. Bunu Albay´ın jet tahliyesinde gördük. Su uyur Kontrgerilla uyumaz. Uyursa bizim yetkililer uyur.?
FLAŞ!!! MECLİS TATİLE GİRDİ AMA KONTRGERİLLA GİRMEDİ
´Su uyur Kontrgerilla uyumaz, uyursa hükümet uyur´ sözünü akla getiren Ergenekoncuların, HSYK umutları tekrar alevlendi. Her yıl Haziran´da açıklanan hakim ve savcı kararnamesi bu yıl gecikti. Ankara´da ´Kararname Ergenekon hakimi ve savcısı için bekletiliyor´ iddiası ciddiyet kazandı. Star Gazetesi´nin haberine göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), her yıl rutin olarak Haziran ayı sonlarında açıkladığı yaz kararnamesini, bu yıl geciktirdi. Kararnamenin gecikmesi Ergenekon süreciyle ilgili HSYK eksenli iddiaları yeniden gündeme getirdi. Kulislerde konuşulan iddiaya göre, Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza´nın Başkanı Köksal Şengün ve savcı Zekeriya Öz´ün görev yerinin değiştirilmesi için bazı çevrelerin yoğun baskısı var. Özellikle CHP, HSYK´ya yaptığı başvurularla hakim ve savcılarının alınması için bastırdığı haberleri geliyor. Albay Çiçek´in jet tahliyesini hakim değişikliği ile başaran Kontrgerillacı çevrelerin, soruşturmanın akamete uğratılması için Ergenekon davasına bakan savcı ve hakimlerin yerlerinin mutlaka değiştirilmesi konusunda tepkiler ne olursa olsun HSYK´yı adım atmaya zorladığı ileri sürülüyor. Ergenekon davasınının HSYK eliyle akamete uğratılmaya çalışıldığı haberlerinin sık sık gündeme geldiğine dikkat çeken hukukçular, bunun ortadan kaldırılması için HSYK´ya yeni düzenlemeyi de içeren yasa değişikliklerinin daha fazla geciktirilmemesinin önemini vurguluyorlar: ?Şemdinli´deki ayak oyunları geçmişte kalmış değil. Bunu Albay´ın jet tahliyesinde gördük. Su uyur Kontrgerilla uyumaz. Uyursa bizim yetkililer uyur.?
Bu soruşturma nasıl engellenir?
Kendinizi kontrgerillacıların yerine koyun. Ergenekon operasyonlarını siz olsanız nasıl engeller, sulandırır, rayından çıkarırsınız? Biraz zihninizi zorlayın. İlk ve en etkili seçenek; bir askeri darbe yaparak ortalığı diledikleri gibi toz duman etmeleri olurdu. Bunu başaramayacaklarını veya başarsalar bile beklenmedik sonuçlarla karşılaşacaklarını düşündüklerinde ise geriye kalan tek seçenek şüphesiz, Şemdinli soruşturmasının başına geldiği gibi 28 Şubat´ta brifing verdikleri ve kendilerini delice alkışlayan cüppe giydirilmiş, yargıya sızmış ve hukukla asla alakası olmayan elemanları aracılığıyla soruşturmanın yargısal bahanelerle en kısa zamanda engellenmesi seçeneği olurdu. Kamuoyunun güya dikkatini çekmeden(!) ve de hukuka uygun(!) olarak hukuksal bir boşluk arıyorlar. Kontrgerillacılar, HSYK´nın devreye girmesini, ´çetelerin telefonlarını dinleyerek, bütün örgütsel eylemlerini deşifre eden ve hak ihlali yapan(!)´ savcıların durdurulmasını, Yargıtay´ın da buna önayak olmasını bekliyorlar. Şemdinli´de çok açık şekilde sergiledikleri bu yargısal darbeyle önce davada hakim heyetini değiştirmişler ve yeni heyetin ilk duruşmada verdiği kararla davayı sivil yargıdan alarak askerlere altın tepside sunmayı başarmışlardı. Askeri mahkeme de ilk duruşmada sanıkları tahliye ederek bu hukuk tiyatrosunda perdeyi kapattı. Oysa sanıklar Van 3. ve 4. Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından 39´ar yıllık hapis cezalarıyla cezalandırılmıştı.
ŞENGÜN´ÜN YERİNE FAİK SABAN
Geçici olarak atandığı 14. Ağır Ceza´da Albay Dursun Çiçek´in tahliyesi için oy kullanan Faik Saban, 6 ay önce HSYK kararıyla 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ikinci heyetine atanmıştı. Ergenekon Hakimi Köksal Şengün, baskılara boyun eğmemesi ve duruşmalardaki tutumu nedeniyle sanıklar ile yandaşlarının hedefinde. Şengün´ün görev yerinin değiştirilmesi ya da farklı bir sebeple 13. Ağır Ceza´dan ayrılması halinde Faik Saban kritik konumda. 13. Ağır Ceza´nın en kıdemli üyesi olacak olan Saban, Şengün´ün yerine geçecek ve Ergenekon yargılamasını sürdürecek.
KARARNAMEYE 3. İDDİANAME AYARI
Kulislerde konuşulan bir başka iddia ise Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz´ün görev yerinin değiştirilmesi için 3. Ergenekon iddianamesinin çıkması bekleniyor. HSYK yaz kararnamesinin görev yeri değiştirilecek olan Savcı Öz´ün yeni iddianameyi mahkemeye sunmasından sonraya denk getirilmek istendiği öne sürülüyor. Yaz kararnamesinin normalin dışında gecikmesi de bu sebebe bağlanıyor.
SORUŞTURMAYI ETKİLER BEKLENTİSİ
Ergenekon davasında mahkeme heyeti ve savcı grubunun değiştirilmesi halinde Ergenekon davasının seyrinin farklı yöne kayacağını düşünen çevreler, böylece soruşturmayı daha kolay yönlendirebileceklirini planlıyor. Yaz kararnamesi ile bu amaçlarına ulaşmak isteyen çevrelerin HSYK üzerindeki baskıları artırdıkları ifade ediliyor. HSYK´da hükümet 2 üye ile temsil edildiği için kararnameyi etkileme ihtimali düşük görünüyor.
SÖYLENTİ ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜ
Star, 19 Haziran 2009 tarihli nüshasında, Ankara kulislerinde dillendirilmeye başlanan Ergenekon hakim ve savcılarına HSYK üzerinden operasyon yapılacağı iddialarını ´Temmuz söylentisi´ başlığıyla birinci sayfadan gündeme getirmişti. Yaz kararnamesinin gecikmesi üzerine ´Ankara kulislerindeki söylentiler ete kemiğe bürünmeye başladı´ yorumları yapılmaya başlandı.
HAZİRANDA AÇIKLIYOR
HSYK, geçmiş yıllarda adli yargıdaki hakim ve savcıların atama ve yer değiştirme kararnamelerini Haziran ayının son günlerinde bitiriyordu. 2008 yılı yaz kararnamesi 30 Haziran´da hakim ve savcıların e-maillerine gönderilmişti. Kararname 2 Temmuz´da Resmi Gazete´de yayımlandı.
BU YIL NEDEN GECİKTİ?
Şemdinli davasına bakan hakimleri sürgün eden kararname de 29 Haziran 2007´de açıklandı. 2005 yılı kararnamesi 27 Haziran´da belli oldu. Geçen son dört yıl içindeki tek istisna 2006 yılında yaşandı. HSYK, 2006 yılı yaz kararnamesini 16 Temmuz´da açıklamıştı. HSYK´nın geçmiş yıllardaki uygulamasından bu yıl vazgeçmiş gibi görünmesi ´Ergenekon´u bekliyor´ iddiaların daha da güçlü seslendirilmeye başlanmasına neden oldu.
HAKİM VE SAVCILARI TIRPANLAMA KURULU
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK) Başkanı, Adalet Bakanı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesi. Kurulun Yargıtay ve Danıştay´dan üç asil ve üç yedek üyesi bulunuyor. HSYK, adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapıyor. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin, hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlıyor. Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamıyor
DAHA ÖNCE DE DENENDİ
Mahkeme heyeti ve savcı grubunun değişmesi halinde Ergenekon davasının seyrinin farklı yöne kayacağını düşünen çevreler, komplo soruşturmasının daha kolay yönlendirilebileceğini planlıyorlar. Daha önce de Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da Ergenekon savcıların değiştirilmesini talep etti. Sanıkların avukatları HSYK´ya savcıların azledilmesi için birçok kez şikayette bulundu. HSYK´nın Zekeriya Öz´ü başka bir yerde görevlendireceği ya da daha kıdemli bir savcı atayarak Öz´ü etkisiz hale getireceği konuşuldu. Bu tartışmaların ardından soruşturmaya 3 yeni savcı daha atanmıştı.
Savcı Öz´ü tıpkı Şemdinli Savcısı gibi devreden çıkarmayı planlayan Kontrgerillacılar, toplumsal baskı ve soruşturmanın katettiği somut mesafe sonrası bunu henüz başaramadılar
Kontrgerillacıların bütün ümidi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)´nda
Ergenekon operasyonlarının dalga dalga yukarıya tırmandığını gören Kontrgerillacıların bütün ümidinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)´nda olduğunu bu sitede defalarca vurgulamıştık. Ergenekon savcısını görevden almaya çalışan ve bu konuda baskılarını sürdüren çevrelerin son ümidi hep, HSYK aracılığıyla Savcı Zekeriya Öz´ün soruşturmadan uzaklaştırılması oldu. Hükümetin Savcı Öz´ün arkasında şu ana kadar net bir şekilde ve kararlılıkla durması karşısında Öz´ü görevden almanın çok sıkıntı doğuracağını düşünen, başını Kanadoğlu ve yarsav´ın çektiği çevreler, dikkat çekici şekilde sürekli yeni formüller geliştirerek Ergenekon soruşturmasını ne olursa olsun akamete uğratmaya çalıştılar. Davayı akamete uğratamadıkları taktirde bir sonraki dalgada kendilerinin akamete uğrayacağı korkusuna kapıldıkları hissedilen bu ´formülcü´ çevreler önce doğrudan Savcı Öz´ü tıpkı Şemdinli Savcısı gibi devreden çıkarmayı planladılarsa da toplumsal baskı ve soruşturmanın katettiği somut mesafe sonrası buna cesaret edemediler. Daha sonra devreye son dalga operasyonlarda evinde arama yapılan Sabih Kanadoğlu girdi. Başlangıcından itibaren Ergenekon operasyonlarını sürekli eleştiriyor olması dikkatlerden kaçmayan Kanadoğlu birden görüş değiştirerek savcı sayısının az olduğunu, sayılarının en az 40´a çıkarılması gerektiğini böylece soruşturmanın daha kısa zamanda biteceğini dillendirmeye başladı. Ancak son dalgada kendisinin de soruşturmada zanlı durumuna gelmesi sebebiyle formülünün art niyetli bulunması ve hukukçularca önerisinin başka sakıncaları da taşıdığının ortaya konulmasıyla bu formülü ciddiye alınmadı. Bu girişimin başarıya ulaşamaması ardından, Sabih Kanadoğlu´nun aramaya tabi tutulmasına şiddetle tepki gösterip Ergenekon soruşturmasına adeta öfke kusan Yarsav başkanı Emin Ağaoğlu´nun ´Savcı Abi´ formülü dillendirildi. Bu formüle göre, Savcı Zekeriya Öz kendisinden yaşça daha büyük daha kıdemli bir savcının emrinde çalışacaktı. Maksat Öz´ün yükünü hafifletmek, yükü kıdemli yeni Savcı Abi´nin daha tecrübeli omuzlarına yükleyip Ergenekon soruşturmasını daha sağlıklı(!) yürütmekti. Ancak, bizzat Başbakan tarafından da izlendiği, peşpeşe verdiği sert tepkilerden anlaşılan tüm bu ayak oyunları şu ana kadar amacına ulaşamadı.
Kontrgerillacıların HSYK oyununu sadece hükümet bozabilir!
Tabi bütün bu tartışmalarda şu noktayı da hatırlatmak lazım. HSYK´nın gündemini Adalet Bakanı belirliyor. Bakan´a rağmen bir adım atılması zor. Bakansız bir karar da yeni bir kriz doğurur.
Başbakan Erdoğan: ´Savcılarımız bağımsız bir şekilde çalışıyor. Gelin siz de bu ülkenin mahkemelerine, savcılarına güvenin.´
Başbakan Erdoğan, Ergenekon kazılarında ortaya çıkartılan cephaneliklere değinerek, ´Çukurlardan çıkan bombalar neyin nesi? demişti. Olayı ortaya çıkartan güvenlik güçlerini de tebrik etti. ´Ortada devam eden bir mahkeme var. Savcılarımız bağımsız bir şekilde çalışıyor. Pazar günü ifade ettim. Esasen hükümet olarak da bize düşen hukuk kurallarının en sağlıklı biçimde işlemesine yardımcı olmak. Emniyet adaletin verdiği görevleri yerine getirirken birileri bundan neden rahatsız oluyor anlamıyorum. Yargı, yürütme, yasama birbirine müdahale edemez. Biz karanlıkları aydınlığa kavuşturma gayreti içinde olduk. Biz mafyalarla mücadele edeceğiz dedik. Bu intikam hırsına dayalı değil. Ama bazıları başta anamuhalefet sonra yavru muhalefet bunun intikam hırsından kaynaklandığını söylüyor. İnsan biraz insaf eder. Çukurlardan çıkan silahlar, haritalar ne? Bu planlar neyin nesi? Bu konuda yargı yürütmeye görev vermiş yürütme de meydana çıkarmışsa bizim polisimizi, jandarmamızı alkışlamanız lazım.
Bu ülkenin savcısı soruşturmasını yapar. Hiç telaş etmeyin.
Çukurlardan çıkanlara bakıyoruz. Bu ne? Lav silahlarından mermilere çok sayıda mühimmat bulundu! Harbe mi gidiyoruz? Bu konuda çalışan herkese teşekkür ediyorum. Kutluyorum. Birilerinin bu işin üzerine gitmesi gerekiyordu. Bu işin üzerine gidenleri kutluyorum! Kuru hamasetle çözülmez bu işler. Çok şey sümen altına gitti. Bunları bize yaşattılar. Bu konudaki hassasiyetimizi koruyoruz. Türkiye adalet ve emniyet üzerinde kalkınacaktır. Torunlarımıza temiz bir ülke bırakmak istiyoruz. Bunlar, bunun çalışmasıdır. Anamuhalefet partisinin lideri hukuk sürecine müdahale etmek istiyor. Onun hukuk mezunu olduğunu biliyoruz. Herhalde hukukun temel ilkelerini benden daha iyi bilir. Bir dönem geliyor Meclis zabıtlarına bakıyorum, Çetelerle mücadele edilmeli diyor ama bir dönem geliyor çetelere avukatlık yapıyor. Bir dönem çetelerin üzerine gidilmesi için soru önergesi veriyor bir dönem bunlara ıvır zıvır diyor. Neden korkuyorsunuz sayın Baykal? Telaş etmenize gerek yok. Anadolu´da güzel bir laf var Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz Olay bu kadar basit. Bazı isimlerle gönül bağınız olabilir. Bu ülkenin savcısı soruşturmasını yapar. Hiç telaş etmeyin. Mahkemeler üzerinde siyasi baskı oluşturmayın. Gelin siz de bu ülkenin mahkemelerine, savcılarına güvenin.´
Başbakan Savcı Öz´ün arkasında durduğunu peş peşe uyarılarla ilan etmişti
Başbakan Erdoğan, Savcı Öz´ü bir şekilde devreden çıkararak Ergenekon soruşturmasını akamete uğratmaya çalışan çevrelerin ayak oyunlarını gördüğünü belli edip peşpeşe uyarılarda bulunmuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davası hakkında yargı sürecine saygı gösterilmesini istemiş, hukuk kuralları içinde soruşturmayı yürüten savcıya yönelik baskıları da kınadığını her fırsatta dile getirmişti. ´Şu anda bir yargı süreci yaşanmaktadır. Hukuk kuralları içinde bir soruşturma (Ergenekon) yürütülmektedir. Herkesin buna saygı göstermesi gerekmektedir. Bu soruşturmayı hukuk kuralları içinde yürüten savcıya yönelik baskıları şiddetle kınıyorum. Hukukun yanında olması gereken ancak savcıya yönelik baskılarda bulunan hukukçuları da kınıyorum. Ergenekon soruşturmasından rahatsız olan çevreleri eleştiren başbakan Erdoğan, Arı kovanına çomak sokulduğu için rahatsız olanlar var. Her şey hukuk içinde olacak. Ancak İtalya´da temiz eller operasyonu olduğu zaman İtalya´yı, Türkiye´ye örnek gösterenler şu anda da Türkiye´de temiz eller operasyonunu yapanlara saygı duysunlar. Kim Türkiye´yi geriye döndürmek, o karanlık çukurlara çekmek isterse karşısında bizi ve milletimizi bulacaktır. Türkiye büyüdükçe, reformlarını gerçekleştirdikçe, içerden ya da dışardan engeller çıkarmaya çalışıyorlar. Terörün asıl hedefi de bu demişti.
CHP´li Baykal umudunu savcılardan kesip hakimlere bağlamıştı. Albay´ın jet tahliyesi yüzünü güldürmüş olmalı.
Baykal: Bu dava böyle gitmez. Bak daha önce sanıyorduk ki ortaya çıkan hukuksuzluklar 2-3 savcıdan kaynaklanıyor, genişletelim, daha angaje olmayan bir savcı kadrosu koyalım, beş yeni savcı önerelim iş belki toparlanır zannediliyordu. Şimdi bunun işlemediği anlaşıldı. Savcılar değişirse bu davanın seyri daha çok hukuka çevrilir diye düşünülüyordu öyle değil mi? Tam tersi oldu. Demek ki işin daha temel zafiyeti var. Nedir o temel zafiyet? Kardeşim bu davanın kurgusu emniyet kurgusudur. Bilinen kimliği ile emniyet bu davayı götürüyor. Savcı var, ama bu böyle gidiyor. Şimdi benim umudum hakimlerde.
CHP Lideri Deniz Baykal, Ergenekon savcı ve hakimiyle ilgili yaptığı hamleleri ağzından kaçırmıştı. İlk olarak Sabih Kanadoğlu´nun ortaya attığı, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu´nun iyice gündeme soktuğu; Ergenekon Davası´na yeni savcılar atansın lobisinin içinde, CHP Lideri Baykal´ın da olduğu kendi ifadeleriyle ortaya çıkmıştı.Fikret Bila, Murat Yetkin ve Enis Berberoğlu´yla hemen her sabah uzun değerlendirmeler yaptığını bildiğimiz Baykal, Ergenekon konusunda konuşurken, yeni savcı formülünün içinde olduğunu ağzından kaçırnıştı. Bu aynı zamanda Baykal´ın, bir yargı işi olan Ergenekon Davası´nda yargılamayı yapanlara karşı hamleler yürütmekte olduğunu itirafıydı. Hatırlayacağınız gibi yürütülen yoğun baskı sonucunda Ergenekon Davası´na yeni savcılar atanmıştı.
Ergenekon davasını savcılar siyasileştiriyor öyleyse yeni savcı atanarak önüne geçelim diyen Baykal yeni savcıların da kendisini memnun etmemesi üzerine emniyete yüklenmeye başladı: Kardeşim bu davanın kurgusu emniyet kurgusudur. Bilinen kimliği ile emniyet bu davayı götürüyor. Savcı var, ama bu böyle gidiyor. Şimdi benim umudum hakimlerde.
Yeni savcılar da Ergenekoncuları üzmeye devam etti
Ancak, yeni savcılar da önlerine çıkan deliller ışığında Ergenekon Davası´nda hukuk çerçevesinde ilerlemişlerdi. Savcı sayısı artırılsın formülü tutmayınca şimdi hakim formülü devreye sokulmuş gözüküyor. Üstelik işaret fişeğini Sabih Kanadoğlu değil, Baykal çaktı bu sefer. Baykal, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu´na verdiği demeçte, hem savcı hamlesini itiraf etti, hem de hakimlere yönelik yeni statejisini.
Umut fakirin ekmeği: Baykalın yeni umudu hakimler..
Baykal: Bu dava böyle gitmez. Bak daha önce sanıyorduk ki ortaya çıkan hukuksuzluklar 2-3 savcıdan kaynaklanıyor, genişletelim, daha angaje olmayan bir savcı kadrosu koyalım, beş yeni savcı önerelim iş belki toparlanır zannediliyordu. Şimdi bunun işlemediği anlaşıldı. Savcılar değişirse bu davanın seyri daha çok hukuka çevrilir diye düşünülüyordu öyle değil mi? Berberoğlu: Evet. Baykal: Tam tersi oldu. Demek ki işin daha temel zafiyeti var. Nedir o temel zafiyet? Kardeşim bu davanın kurgusu emniyet kurgusudur. Bilinen kimliği ile emniyet bu davayı götürüyor. Savcı var, ama bu böyle gidiyor. Şimdi benim umudum hakimlerde.
Savcı sayısının artırılmasıyla bir siyasetçinin ne işi olabilir. Yargıya müdahale denilen şey bu değil midir? soruları ne ifade eder bilmiyorum. Baykal hızını savcı ve hakimler üzerinden yürüttüğü hamlelerle de alamıyor çünkü. Ergenekon´la birleştirilen Danıştay Davası´nda, Veli Küçük ve Muzaffer Tekin´le bağlarını itiraf eden sanığa sahtekar diyor. Gördüğünüz gibi Baykal burada hakim rolünde. İfadenin sahibine hükmü yapıştırdı bile. Bu kadar mı? Değil.... Baykal, Başbakan ve Cumhurbaşkanı´nı bu davaya destek oldukları için suçlarken daha da ileri gidiyor ve kamuoyunu da suçluyor. Bir hukukçu olan Baykal´ın, siyasi kimliğiyle savcı sayısının artırılması noktasına kadar Ergenekon Davası´na direkt müdahil olması; kamuoyunu davaya destek oldukları için suçlayacak duruma gelmesi ilginç bir nokta. İnsanın Baykal´la ilgili Ergenekon´un elinde malzeme var dedikodusuna inanası geliyor.
Gladio Davası´na bakan İtalyan Savcı: Bizdeki Ergenekon´u soruştururken en büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm
İtalya´nın siyasi ve toplumsal istikrara kavuşmasında tarihi rol oynayan Gladio davasının ünlü savcısı Felice Casson, on yıl süren Gladio soruşturması sırasında en büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüğünü vurgulamıştı. 26 yaşında olduğundan ´tecrübesiz´ diye davayı elinden almak için büyük gayret sarf edildiğini belirtirken, şu tespitte bulunuyor: Başka bir mahkemeye tayinimi çıkarıp davayı engellemek istediler. Operasyonlar üst düzey yetkililere uzanınca, ´devlete hizmet etmiş kişilere bu nasıl yapılır?´ diye kıyamet koptu. Fakat sonunda generaller ve üst düzey görevliler suçlu bulunarak mahkum oldu. Dava boyunca İtalyan kamuoyunun adeta ikiye bölündüğünü belirten Felice Casson, ordunun olayın dışında kaldığını ve müdahil olmadığının altını çizmişti.
Siz de bir yargıçtınız, bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
-Soruşturmanın başında sorgu yargıcıydım, daha sonra cumhuriyet savcısı oldum. Büyük bir baskı hissettim. Başlangıçta, yüksek yargı mensuplarıyla sorun yaşadım. Bana, soruşturmayı bırakmamı, yapılacak bir şey olmadığını söylüyorlardı. Bu durum, görevimin ilk iki yılında büyük sıkıntı verdi. Başlarda, soruşturmanın önündeki en büyük engel, yüksek yargı mensuplarından kaynaklanan problemlerdi. Sorun, yargının içindendi. Fakat, devam ettim. Sonunda, beni göndermeyi denediler. Bir ara, Venedik´ten alınıp başka bir yere tayinim istendi. Çünkü, bazı konularla ilgili soruşturma yapılması istenmiyordu. Ama İtalya´da Hakimler ve Savcılar Yüksek Konseyi var. Konsey, müdahale etti ve soruşturmaların çok mükemmel gittiğini açıkladı. Problem kalktı ve gizli servisler, generaller ve aşırı sağ terörizmi üzerinde araştırma yapmaya devam edebildim. Hakim ve Savcılar Yüksek Konseyi, beni destekledi. Bu sayede soruşturmaya devam edebildim ve beni başka bir mahkemeye tayin ettirmek isteyenler kaybetti. Sizi kim Venedik´ten göndermek istedi? - Venedik İstinaf Mahkemesi başkanı. Bölgenin en üst düzey yargıcı bana karşıydı. Venedik´in genel savcısı da.
Abdullah Harun
(07 Temmuz 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri & provokasyonları
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi konulu manşetlerimiz